Devrim dedik eşitlik dedik demokrasiden dem
vurduk….
Sanayi
devriminin artık cümleleri ile beraber birer modern köle olduk. Kavramlarımız
kayboldu hep ESKİ`den diye laflara başlar olduk.
Kavramlarımız
basitleşti, dahası biz basitleştik biz kendimizi tüketir olduk. Tüketim toplumu
olmanın yanı sıra hayatımızdaki herşeyi işi bitince hayatımızın dışına attık. Canavarlaştık
Yalnızlaştık.
Her
insan analı babalı doğar PİÇ kavramını hayatımıza adapte ettik. Yeryüzünün tek
yetimi Adem ve Havva`dır.
Habille
Kabil`in miraslarını devam ettirdik Nuh`un gemisinden kaçıp sular bize yetişmez
sandık.
Eski
sobalı evlerde bir odada kalabalık bir aile, sadece sabahları somun ekmeği
gören ailelerin, dışarıda kar yağarken sıcacık içten duygularını özler olduk.
Okul
defterlerimizin kenarlarını süsler ve jelatinle kaplardık mutluyduk.
Sosyal
paylaşım sitelerinin hiçbiri yoktu hatta internet yoktu ama sıkı dostluklarımız
vardı.
Lastik
ayakkabıların yırtılan yerlerini naylonla yapıştırıp giyerdik ama insandık.
Dostluk
kavramlarımız, komşuluk kavramlarımız vardı hatta insani kavramlarımız vardı.
Şimdi
sözüm ona çok modern kafe köşelerinde yalnız oturup, elimizde aklımızı alan akıllı telefonlarla sağa sola
insanlık dersi vermeye başladık. Kafamız eğik oysaki insanlığımızın
mahcubiyetinden kafamız hep eğik oldu farkına varmadık.
Evde
pişen yemeğin kokusu komşuya gitse de gitmede annemizin tıka basa doldurduğu
tabağı sıcacık komşuya sunardık. Komşularımız vardı akrabalarımızdan önce.
Modern
rezidanslarda pardon pardon çok modern hapishanelerde gelen kokuyu polise haber
verdik komşumuzun komşularımızın cesetleri ile karşılaşır olduk. Biz yine çok
modern olduk.
Modern
çok modern doğan çocuklarımız modern hapishanelere doluştu. O adar mutlular ki
en az her birinin 5 bin arkadaşı mevcut, facebook sayfalarında. Çok modern
çocuklarımız sokağa çıktığında yapayalnız kaldı, şaşkın kaldı ve yalnızlaştırdık
onları.
Apartman
aralarında büyüyen çocukların bilmediği ve hiçbir zaman bilemeyeceği, Çelik
çomak oyunlarını, sek sek oynamalarını, sapanla kuş avlamalarını, öğretmedik
öğretemedik. Doğar doğmaz çocuklarımızın aklı olmasın diye doğum hediyesi
olarak akıllarını tabletlere soktuk onları elektronikleştirdik.
Herşeyi
hızlıca tüketir olduk yedik yedik yedik.
Bizim
sıkı sıkı dostlarımız vardı aşklarımız arkadaşlarımız sırdaşlarımız vardı.
Yalnızlaştık.
Hayatımıza
çocukları artık almamaya başladık, çocuğun bakması ne zor kelimelerle edepsiz
cümleler kurarak annelerimizi üzer olduk.
Çocuklarımızın
yerlerini artık köpekler aldı, hayvanlara beslediğimiz sevgiyi, insanlarımıza, bizden olanlara vermez olduk bir tebessümü
esirgedik. Biz hayvanlaştık.
Yüz
görümlüğü selamlaşmalarda sarılıp öpmelerin ardında daha arkasını dönmeden
sarıldığımız kişinin arkasında hiç düşünmeden hakaretler savurduk aynaya hiç
bakmadık.
Köpeklerimizle
yedik köpeklerimizle yattık ve insana olan sevgimizi köpeklere verdik.
Sahi
aşklarımız vardı unutulmaz unutmadığımız, evlerden kaçırdığımız uğrunda her şeyi
göze aldığımız aşklarımız.
Şimdide
var aşklarımız hatta o öyle aşklarımız var ki tanıştıktan iki saat sonra
yatakta bulduğumuz aşklarımız. Tenimizin uyumuna baktık , birbirimizin tadına
ama insani duygularımızın tadına hiç bakmadık, insani duygumuz çünkü yoktu.
Orospu
kavramlarını yerleştirdik ailemize.
Oğlumuz
yapar erkek adamdır diye ortalığa salıverdik her karşı cinsi potansiyel orospu
olarak gördük.
Kızımızın
eve geç gelmesine karşın dayaklar attık kiminle sürtüyorsun orospumu olacaksın
derken abisinin yaptıklarını hiç düşünmedik.
Hayatımız
yalnızlaştı hepimiz birer modern köle olduk artık çıkar yollar aradık.
Psikologlara,
psikiyatrlara gittik oralarda kuyruklar oluşturduk.
Dost,
arkadaşlar edinmedik parayla kendimizi teselli yolları aradık ilaçlara bağlayıp
hayallere daldık başımızı yine aklımızı verdiğimiz akıllı telefonlara daldı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder