Semazen ve Balerinin Aşkı
Aşk`ın Dansı
Uras 1.80 boylarında yakışıklı esmer pozitif enerjili her
şeye rağmen yaşamayı seven deli dolu bir gençtir. Özürlü çocuklara ders veren,
semazen olarak AŞK yaşayan Yaradanla, sahnelerde
görev alan boş zamanlarında daktilosunda yazı yazmaktan çok keyif alan
birisidir. Ailesini Kocaeli depreminde kaybettikten sonra İstanbul’a
yerleşmiştir ve Allaha olan sevgisi her şeyden fazladır..
Miyase 25 li yaşlarda kumral çok tatlı bir kızdır, gezmeyi, eğlenmeyi dans etmeyi sex yapmayı
içkiyi uyuşturucuyu çok seven aklına estiği gibi yaşamayı tercih olarak gören
(anı yaşayan) sadece şans gibi bir
kavram olduğuna inanan bale eğitimi veren ve aynı zamanda balerin olarak
sahnelere çıkan birisidir.
Miyase (balerin) eyvah
yine geç kaldım..! der ve hızlı bi şekilde yataktan fırlar alelacele
hazırlanmaya başlar
Cem ağzının içinde geveleyerek aşkım bugün işe
gitmesen der ve kız gelip yanağına bi öpücük kondurur.
Miyase yanında
kalmayı çok isterdim ama maalesef gitmem gerekiyor geldiğimde seni tekrar
burada görmek istiyorum der ve gülüşürler..
Uras çoktan evden
çıkmıştır etrafa mutluluk saçarak işe gitmektedir motoruyla kasabadan geçerken
halime teyze zorla ağzına gözleme sokmaktadır
Halime teyze ye bakim
şunu iyice zayıfladın valla dövücem seni
Uras yaa napıyosun
halime teyze eşek kadar oldum
Halime teyze sus bakıyım sen hala sıpasın benim gözümde der
ve yüzünde tatlı bir gülümsemeyle uğurlar
Miyase arabasına atlar ve trafikte geç kaldığını ima eden
mimikler sergiler
Uras sonunda okula gelmiştir bütün çocukların sevgi seliyle
karşılaşır ve eğitim başlar tabiî ki oyun tadında
Miyase geç kalmıştır ve ne yazık ki balerin yarışması
bitmiştir ödüller dağıtılmıştır
-kusura bakma handecim geç kaldım çok özür dilerim bitti mi
yarışma
Hande maalesef ödül alan öğrencimiz olmadı
Miyase napalım artık seneye der ve öğrencilerini tek tek
kutlar annesinden telefon gelir ve akşam yemeğine beklediğini söyler ardından
sevgilisini arayıp gelemeyeceğini bildirir akşam yemek sofrasında yurt dışından
gelen teyzesi annesi babası ile keyifli bir sohbet eşliğinde yemekler yenir
babası bir ara cemi sorar ve ilişkilerinin nasıl gittiğini merak eder evliliği
ne zaman yapıcaklarını sorgular her zaman ki gibi miyase umarsız ve tutarsız
cevaplar vererek başından atar
Uras la nadir mangal başında etleri pişirirken nadir
rakısından bir yudum alır ve urasa uygun olan kızlardan bahsetmeye başlar
annesinin nasıl azimle canla başla kız aradığını anlatır uras sadece gülümser
ve etrafına toplanan köpeklere et vermekle meşguldür
Miyase nin midesinin bulandığını görürüz ve kusmak için
banyoya gider elini yüzünü yıkadıktan sonra teyzesi neler olduğunu merak eder
ve esprili bir şekilde ne o hayatım fit kalabilmek için yediklerini mi
kusuyorsun gülüşmelerden sonra miyasenin aklına takılır ve ertesi gün doktora
gider
Doktor müjdemi isterim hanımefendi hamilesiniz der ve
miyasenin yüzünde şaşkın ve bi o kadar da tatlı bir gülümseme ile ordan ayrılır
Arabasına binip bu güzel haberi ceme vermek için giderken
yanından motorla uras geçer cemle şık bir restoranda yemek yerken mutlu haberi
verir ve anlamsız bir şekilde cem çıkışır henüz hazır olmadığını bu bebeğin
kesinlikle doğmaması gerektiğini anlatır miyasenin dünyası başına yıkılmıştır
bir hışımla oradan uzaklaşır arkasından cemin o kadar bağırması hiçbir işe
yaramamıştır ve kafasında deli sorular.. cemin ona olan aşkını sorgulamaya
başlar geçmişi tekrar tekrar gözden geçirir her anı hatırladıkça viskiden bir
kadeh bir kadeh daha içer ne olduğunu anlamadan sevgisi nefrete dönüşmüştür
iyice içine kapanıp yavaş yavaş kendini insanlardan soyutlayıp yalnız kalmaya
başlamıştır sonunda çocuğu aldırmaya karar verip aldırmıştır bu acı içinde
günden güne çoğalıp kabuslara dönüşüp uykularından olmuştur sabaha karşı yine
delice içtiği mekandan çıkıp arabasına atlar önünü dahi göremediği halde kör
kütük araba kullanır ve uçurumun önüne gelip arabasından iner her şeyi
sorgulamaya başlar tam kendini boşluğa bırakıcak ken
Sabah namazından çıkan uras miyasenin yanına gelir
Uras: ölmek için çok
soğuk bir gün ve sen bunun farkında değilsin
Miyase …
Uras: sana neden
ölmek istiyosun hayat çok güzel gibi saçma sapan telkinlerde bulunmayacağım
Miyase ee niye buradasın o zaman
Uras: hava almaya çıktım
Miyase : sen havayı dağların taşların tepesinde mi alıyosun
Uras napıyım kayaların dibinde mi alıyım
Miyase hayır canım git evinin önünde al
Uras iyi de burası benim evimin önü sen git evinde intihar
et
Miyase gece gece çattık yaa
Uras asıl ben çattım ohh ne güzel sen ölüp kurtulacaksın ki
böyle bir şey yok ardından ambulansı bi taraftan polisleri bi taraftan günlerce
uğraş dur işi gücü bırakalım hanımefendinin pisliğini temizleyelim başka bi
isteğiniz
Miyase bir dakika neden ölünce kurtulamıyomuşum ?
Uras çünkü ölüm yok oluş değil yeniden varoluştur
Miyase nasıl yani
Uras sen bence öl yaa biz hiç karşılaşmadık tamam mı
Miyase hey bir dakika böyle çekip gidemezsin
Uras ister burada kalıp intihar edersin istersen peşimden
gelir sıcak çay var içersin der gider miyase hayal mi gerçek mi ne olduğunu
anlamaz şaşkın bir ifadeyle peşinden gider şöminenin başında ısınır ve uras
elinde fincanla çay getirir saatlerce anlatır miyase yutkunmadan urasın
söylediklerini dinler yer yer gülümser yer yer hayretlere düşer..
Daha sonra urasın yanından ayrılır hayatına devam eder
yalnız artık hayatı eskisi kadar gri değildir ondaki bu değişimi hemen hemen
herkes fark eder ve sorarlar ama o hepsine aynı cevabı verir ben aynıyım sadece
farklı pencereden bakıyorum. Cem hala peşini bırakmamıştır ısrarla pişman
olduğunu her fırsatta karşısına çıkıp özürler dileyerek bir şans daha vermesini
ister ama miyasenin kararı kesindir en sonunda annesi kenara çekip hayatındaki
değişikliği beğeniyorum ve sebebi her ne olursa olsun sorgulamıyorum ama bu
yüzündeki şapşal gülümsemenin mimarı kimdir tanışmak istiyorum der ve aklından
bir türlü çıkaramadığı urası ziyarete gider ve onu daha yakından tanımak
istediğini söyler birlikte olduklarında hiç olmadığı kadar mutlu
konuştuklarında hiç olmadığı kadar huzurludur
Ailesi ve arkadaşları urası çok sevmiştir ama hala ne uras
nede miyase birbirlerine açılamamıştır miyasenin urasa aşık olduğunu biliriz
fakat urasla duyguları karşılıklı mı anlayamayız ansızın bir gece vakti tüm
cesaretini toplayıp urasa olan aşkını haykırmak için evine geldiğinde urasın
her zamankinden farklı bir tutum içinde olduğunu özel bir geceye katılır gibi
giyindiğini görür merakını gizleyemez ve nereye gittiğini sorar sevgilimle buluşmaya
gidiyorum cevabını alınca dünyası başına yıkılır ve takip etmeye başlar camiye
girdiğini görünce kafasındaki bilmeceler cevap bulur.
2.
perde
Birlikte eve doğru ilerlerler urasın yüzünde tatlı bi
tebessüm miyase de ise kafasından geçen binbir türlü sorunun hiç birisini
soramamanın vermiş olduğu masum merak vardır..
Cem’in artık uras dan haberi vardır ve bu aşka engel olmak
için elinden geleni yapacaktır miyase’ye derdini anlatamadığı için saplantılı
aşkını sonlandırmamak adına çareyi urası aradan çıkarmakta bulur tatlı başlayıp
sert biten bir konuşma olur..
Artık miyasenin ailesi de urasın dine olan bağlılığını
bilmektedir ve babası büyük bir hışımla derhal bu adamla olan görüşmesini
sonlandırmasını ister hiçbir zaman mutlu olamayacağını hayatının geri kalanını
büyük bir pişmanlıkla devam edeceğini en sinirli haliyle bağırarak anlatır
Bunların aksine miyasenin urasa olan aşkı daha da büyür daha
fazla vakit geçirmeye başlar cemin urasa olan öfkesi daha da fazlalaşınca
birkaç arkadaşıyla öldüresiye dövmüşlerdir miyase olanların tek suçlusu
benim ve bunların hepsi benim yüzümden
oldu der ve tüm bunlardan babasının haberi olur miyaseyi urasın yanından alır
ve tek başına bırakır kızını eve kapatır iç acıtan ağlamasına dayanamayan
annesi odasına girer yatağın köşesine oturarak baban haklı kızım uras özgür bir
kuş ve sende özgür bir balıksın o uçsuz gökyüzüne ait sense okyanusa
birbirinize aşık olmanız mümkün ama yuvanız neresi olacak…
Anlık heveslerine onu alet etme sırf kendi keyfin için
başkalarının hayatını zehir etme der ve yanından ayrılır..
Urasın yaraları iyileşmiştir ve hayatının en güzel rengi
artık yanında değildir onsuz yaşamak nasıl bi tat verecekse o şekilde hayatına
devam edicektir miyase yemeden içmeden kesilmiştir bi tarafta uras bi tarafta
ailesi… günlerce düşünmüştür..
Ve böyle kötü bir durumdayken urasın öğrencilerinden biri
vefat etmiştir tüm sevenleri cenazede toplanmıştır urasın dimdik durduğunu
görürüz ve gözlerinden sadece iki damla yaş gelmiştir oysaki yaslanabileceği
bir miyase olsa oracıkta yere yığılıp bütün içini dökücektir..
Bütün herşey bittikten sonra usul usul evine döner ve ölen
öğrencisinin yapmış olduğu resmi duvardan alır hüzünle bakar yaşadıkları güzel
anları hatırlayıp ağlamaya başlar olanlardan miyasenin haberi olur ve urasa
gitmek için evden çıkarken babası durdurur o kapıdan çıkarsan bir daha
kesinlikle bu eve giremezsin der sadece babasına acıyarak bakar ve kapıyı
suratına kapatır çeker gider urasın evine geldiğinde yerde oturup resme bakan
uras miyaseyi gördüğünde hıçkırarak ağlamaya başlar ve miyase urasın başını
göğsüne alır saçlarını okşayarak herşeyin geçeceğini söyler ve uras o geceyi
miyasenin kucağında uyuyarak geçirir artık urasın evinde yaşamaya başlamıştır
uras kanepede miyase ise urasın yatağında yatmaktadır her akşam urastan önce
gelip sofrayı hazırlayıp eve dönüşünü iple çekmektedir bazen çocuklar gibi
eğlenip bazen ise iki büyük derviş gibi sohbet etmektedirler günlerden birgün..
Miyasenin babası urasın yolunu çevirmiştir büyük hışımla
çıkışmıştır dakikalarca kızını ondan aldığını aileyi parçaladığını ve bunun
için kendisini hiç affetmeyeceğini sert bir tavırla anlatmaktadır uras ise
gayet sabırlı bir şekilde saygısını bozmadan dinlemektedir ve en sonunda madem
birlikte yaşayabileceğimize inanmıyorsunuz o halde biz miyase ile aynı sahnede
gösteri yapacağız birlikte nasıl uyumlu olduğumuza kanaat getirmezseniz ben
kendi ellerimle kızınızı size getiricem der
ve gider…
Eve geldiğinde miyaseye babasıyla karşılaştığını anlatır
miyase merakla neler olduğunu sorar ve uras ta birlikte sahne alıcaz eğer
beğenmezseniz kızınızı size getiricem dedim der ve miyase ufak bi gülümsemenin
ardından gizleyemediği soruyu sorar
Miyase iyide semazen ve balerin aynı sahnede nasıl olur
bilmem ki
Uras bilmene gerek yok hayal et yeter
Hazırlıklar başlar provalar devam eder beklenen gün gelir
salon tıklım tıklımdır herkes gösterinin nasıl olucağı merakı içersinde fısır
fısır konuşurken bütün ışıklar söner perdeler açılır gösteri başlar..devam eder..
biter.. herkesin ağzı açık kalmıştır ve koca salonda çıt yoktur uras ile miyase
sahne de birbirlerinin gözlerine bakıp sadece nefes alış verişleri
duyulmaktadır tek tek gelen alkışlar yerini bütün salona bırakmıştır herkes
ayağa kalkmış delirmiş gibi alkışlamaktadır miyasenin annesi ile babasının
gözleri dolmuştur…..
Hikaye : Fikret Sanal
www.fikretsanal.com
Son……